Washington'un 2 Nisan'da birçok ticaret ortağından ithal edilen ürünlere en az yüzde 10 ek vergi uygulayacağını açıklaması, küresel ticaret savaşlarının derinleşeceği endişelerini beraberinde getirdi.

Amerika Birleşik Devletleri, 2 Nisan 2023 tarihinde birçok ticaret ortağına yönelik olarak yüzde 10 oranında ek vergi uygulayacağına dair bir açıklama yaptı. Bu durum, küresel ticaret ilişkileri açısından ciddi endişeleri beraberinde getirdi. Özellikle petrol piyasalarında yaşanan dalgalanma, bu açıklamanın ardında gelen tutarsızlık ve vergi uygulamalarının doğurduğu belirsizlik ile daha da derinleşti. Brent petrolün fiyatı, bu gelişmeyle birlikte yüzde 9,1 oranında gerileyerek 65,74 dolara düştü ve bu, Ağustos 2021'den bu yana en düşük haftalık kapanışını oluşturdu. Aynı zamanda Batı Teksas türü ham petrol de benzer bir düşüş yaşayarak yüzde 9,8 oranında azalarak 62,10 dolara kadar geriledi. 9 Nisan’da ise Çin’in karşı misillemeleri neticesinde Brent petrol fiyatı 58,22 dolara kadar gerileyerek yılın en düşük seviyesini test etti. Amerika’nın çıkarları doğrultusunda süre gelen ticaret gerginliği, sadece petrol fiyatlarını değil, aynı zamanda genel ekonomik istikrarı tehdit eden bir unsur haline geldi. ABD’nin gümrük tarifelerini 90 gün süreyle askıya alması, Brent petrolün varil fiyatında kısa süreli bir artış sağlasa da, bu yeniden doların değer kaybetmesi ve petrol arzının artmasına dair endişelerin tekrar gündeme gelmesiyle birlikte sürdürülebilir olmadı. Özellikle OPEC+ grup ülkelerinin üretim artırmaya yönelik adımları, piyasalardaki arz fazlalığı endişelerini besleyerek fiyatların gerilemesine neden oldu. Uzmanların görüşleri, fiyatlardaki bu düşüşlerin, net enerji ithalatçısı olan Türkiye gibi ülkeler için fırsatlar sunduğunu belirtiyor. Ancak, Trump'ın getirdiği tarifelerin yaratacağı olumsuz ekonomik etkiler, Türkiye’nin büyüme beklentilerini tehdit ederken, enerji maliyetlerinin azalmasıyla elde edilecek fayda sınırlı kalabilecek gibi görünüyor. Uluslararası veri analitik şirketi Kpler’in görüşleri, yavaşlayan küresel büyüme beklentilerinin de fiyatlarda düşüşe yol açtığını gösteriyor. ABD ekonomisi için büyüme tahminlerinin düşürülmesi ve petrol talebindeki azalma, petrol fiyatlarının geleceğine ilişkin ciddi belirsizlikler yaratıyor. Özetle, Trump’ın tarife açıklamaları ve ardından gelen karşılıklı misillemeler, küresel ekonomiyi tehdit eden bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Kısa vadede petrol fiyatındaki dalgalanmanın süreceği ve piyasalardaki belirsizliklerin devam edeceği öngörülmektedir. Bu durum, sadece ABD ve Çin değil, dünya geneli ticari ilişkiler bakımından da önemli ve karmaşık bir süreç içerisinde olunduğunu göstermektedir.