Rusya, 2’nci Dünya Savaşı zaferinin 80’inci yıl dönümü ve insani nedenlerle Ukrayna’da üç günlük geçici ateşkes ilan etti.

Rusya, 2’nci Dünya Savaşı'nın 80'inci yıl dönümünde ve insani sebeplerle Ukrayna'da üç günlük bir geçici ateşkes ilan etti. Kremlin'den gelen açıklamaya göre, ateşkes 7 Mayıs’ı 8 Mayıs’a bağlayan gece yarısından 10 Mayıs’ı 11 Mayıs’a bağlayan gece yarısına kadar sürecek. Kremlin, bu süre zarfında tüm askeri eylemlerin durdurulacağını duyurdu. Ancak, Rusya'nın açıklamasında dikkat çeken bir husus, Ukrayna'nın ateşkesi ihlal etmesi durumunda Rusya'nın kuvvetli bir şekilde karşılık vereceği konusunda uyarıda bulunmasıydı. Bu durum, ateşkesin sadece bir propaganda aracı olup olmadığını sorgulatıyor. Ateşkes ilanı ardından; Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın doğrudan müzakerelere başlamaya hazır olduğunu belirtirken, Ukrayna cephesi de geçici ateşkesi en az 30 günlük kalıcı bir ateşkes talepleriyle yanıtladı. Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha, Rusya'nın gerçek barış istemesi durumunda saldırılarını derhal durdurması gerektiğini vurguladı. Bu durum, iki taraf arasında güvenin zayıf olduğunu ve ateşkesin kalıcı bir çözüm getirmeyebileceğini gösteriyor. Rusya'nın ateşkesi insani gerekçelere dayandırması, bir yandan uluslararası kamuoyunu etkileme stratejisi olarak değerlendirilirken, diğer yandan Ukrayna'nın bu durumda belirsizlik içinde kalmasına neden olabiliyor. Ukrayna'nın, Rusya'nın bu hamlelerine karşılık verirken daha güçlü bir pozisyon alması gerekecektir, zira ateşkesin geçici olması her iki taraf için belirsizlik yaratıyor. Böyle bir durumda, kalıcı barışın sağlanabilmesi için her iki tarafın da güvenceler vermesi ve güven artırıcı adımlar atması şart görünüyor. Sonuç olarak, bu ateşkesin arka planındaki motivasyonların bir denge kurmaktan ziyade, stratejik bir hesaplama olduğu söylenebilir. Rusya'nın müzakerelere açıklığı, ancak ilk adım olan ateşkesin, tarafların güvenini sağlamada ne derece etkili olacağı tartışmalıdır.