Kaydedilen makaleler

Henüz yer işaretlerinize herhangi bir makale eklemediniz!

Makalelere göz at
Newsletter image

Bültene Abone Olun

Yeni yazılar, haberler ve ipuçları hakkında bildirim alan 10 bin+ kişiye katılın.

Endişelenmeyin, spam göndermiyoruz!

KVKK Uyumluluğu

Web sitemizde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezleri kullanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek, Çerez Politikası, Gizlilik Politikası ve Kullanım Koşulları'nı kabul etmiş olursunuz.

Prof. Dr. Aydın Türkmen: “Her 3 Kişiden Birinde Hipertansiyon, Her 6 Kişiden Birinde Böbrek Yetersizliği, Her 6-7 Kişiden Birinde İse Diyabet Saptanıyor.”

Son yıllarda kalp ve böbrek hastalıklarının birlikte görülme sıklığının artması, tıp dünyasında kardiyorenal sendrom olarak adlandırılan bir durumu gündeme getirmiştir. Kalp ve böbrekler, kan dolaşımını sağlamak ve kan atıklarını temizlemek gibi kritik işlevlere sahiptir. Bu nedenle, bir organın bozulması diğerini de olumsuz etkileyebilir. Literatürde, böbrek hastalığının kalp hastalığı ile eşdeğer olduğu kabul edilmektedir. Türk Böbrek Vakfı, Türk Kalp Vakfı ve Türk Nefroloji Derneği arasındaki iş birliği, bu ciddiyeti artırmak ve toplumda farkındalık yaratmak amacıyla önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Dünya genelinde, 700 milyon insanın kronik böbrek hastalığı, 500 milyon insanın tip 2 diyabet ve 64 milyon insanın kalp yetersizliği hastası olduğu biliniyor. Türkiye'de de durum hayli endişe verici; her altı kişiden biri böbrek yetersizliği yaşıyor ve her üç kişiden birinde hipertansiyon saptanıyor. Doktorlar, kalp ve böbrek sağlığının birbirine bağlı olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle hipertansiyon ve diyabetin, kronik böbrek yetersizliğinin tetikleyicileri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Türkmen, bu hastalıkların ciddiye alınmazsa ölümcül sonuçlar doğurabileceğinin altını çiziyor. Böbrek yetmezliği beş evreye ayrılmakta ve beşinci evre en ağır haldir. Erken evrelerin tedavi edilmesi, hastaların diyalize girme gerekliliğini azaltabileceği gibi yaşam sürelerini de uzatabilir. Buna karşın, Türkiye'de yalnızca evre beş kronik böbrek yetmezliği hastası sayısının 80-90 bin arasında olduğuna dikkat çekilmiştir. Yavaş ilerleyen böbrek yetersizliği aşamalarının zamanında saptanması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, kronik böbrek hastalarının büyük bir kısmının kalp hastalığı ile karşı karşıya olduğu da belirtilmektedir. Dr. Hüseyin Deniz Kılıç, bu durumu, kalp ve damar hastalıklarının, böbrek hastalığı olan kişilerde iki kat daha fazla ölüm riski artırdığını ifade ederek desteklemektedir. Kardiyologlar, böbrek yetmezliği olan hastalarda yapılan bazı prosedürlerin büyük riskler taşıdığını vurgulamaktadır. Özellikle kontrast maddelerin kullanılması, böbrek fonksiyonlarını ciddi derecede bozabiliyor. Bu durumlar, tedavi sürecini zorlaştırmakta ve hastaların sağlıklarını daha da tehdit eder hale getirmektedir. Dolayısıyla, bu hastalıkların erken teşhis edilmesi ve etkin bir tedavi sürecinin yürütülmesi büyük önem taşımaktadır. Mikroalbümin idrar testi gibi basit testler, böbrek hastalıklarının erken belirtilerini tespit etmek için önerilmektedir. Türk Nefroloji Derneği, bu testlerin düzenli olarak yapılmasını teşvik etmektedir. Sonuç olarak, hem bireysel hem de toplumsal sağlık için kalp ve böbrek hastalıklarının ciddiye alınması ve etkin bir şekilde tedavi edilmesi gerekmektedir. Doktorların önerileri doğrultusunda halkın bu konularda bilinçlenmesi, telafisi zor durumların önüne geçilmesinde hayati bir rol oynamaktadır.

Tarafsızlık Analizi

Tarafsızlık Puanı:
20/100
Tarafsız Taraflı
Bu haber 7 farklı kaynaktan analiz edilmiştir.
Tarafsızlık Değerlendirmesi: Haber, tıbbi bir konuda tarafsız bir dille yazılmış olup, uzmanların görüşlerine ve istatistiklere dayanmaktadır. Ancak, vurgular yapılırken bazı durumların ciddiyetine yoğunlaşılması ve önerilerin olumlu bir şekilde sunulması sebebiyle hafif bir önyargı taşımaktadır.

Bu Makale Hakkında Önemli Sorular

Düşün ve Değerlendir

Bu konuyla ilgili: