Pakistan, Hindistan ile gerilimin arttığı dönemde balistik füze denemesi yaptı

Pakistan, geçtiğimiz günlerde Hindistan ile arasındaki gerilimin tırmandığı bir dönemde, 450 kilometre menzil kapasitesine sahip 'Abdali' isimli karadan karaya balistik füzesinin başarılı bir eğitim atışını gerçekleştirdi. Ordunun açıklamasında, bu denemenin, birliklerin operasyonel hazırlığını sağlamak ve füzenin gelişmiş navigasyon sistemi ile artırılmış manevra yeteneklerini teyit etmek amacıyla yapıldığı ifade edildi. Bu durum, özellikle Hindistan'daki askeri çevreler tarafından Pakistan'ın caydırıcı güç kapasitesini artırma çabası olarak değerlendirildi. Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari ve Başbakan Şahbaz Şerif, füze denemesi sürecinde görev alan bilim insanları ve mühendisleri tebrik ederek, ülkenin stratejik caydırıcılığını güçlendirme çabalarına dönük katkılarından dolayı teşekkür ettiler. Pakistan, füze denemesi ile ilgili açıklamasında, Hindistan'a bir mesaj verme niyetinde olduklarını ima ederek, komşu ülkenin olası saldırı planlarına karşı hazırlıklı olduklarını belirtmiş durumda. Özellikle Enformasyon ve Yayıncılık Bakanı Attaullah Tarar’ın, Hindistan'ın Pakistan'a yönelik saldırı planlarına dair güvenilir istihbarat edindiklerini vurguladığı konuşması, bu gerilimli ortamda dikkat çekici bir ayrıntı. Bu tür açıklamalar, gerginliği daha da artıracak bir dizi diplomatik tartışmaya yol açabilir. Hindistan ile iki ülke arasındaki gerginliği tırmandıran başka bir olay ise, 22 Nisan'da Hindistan'ın Cemmu ve Keşmir bölgesinde gerçekleşen ve 26 tatilcinin hayatını kaybetmesine neden olan silahlı saldırı oldu. Bu saldırıyı gerçekleştiren Direniş Cephesi adlı grubu, Pakistan merkezli Leşker-i Tayyibe'nin bir kolu olarak tanımlanıyordu. Hindistan, Pakistan'ı suçlamış olsa da, Pakistan hükümeti bu suçlamaları yalanlayarak tarafsız bir soruşturma çağrısında bulundu. Gerilim sürecinde iki ülke diplomat sayılarında kısıtlamaya gitmiş ve karşılıklı vize iptalleri yaşanmıştır. Pakistan ayrıca, Hint havayollarının hava sahasını kapatmaya karar vermiştir. Hindistan tarafından atılan başka bir önemli adım da İndus Nehri ve kollarının su paylaşımını düzenleyen 1960 tarihli İndus Su Anlaşması’nın askıya alınmasıydı. Bu, Pakistan’da geniş çaplı protestolara neden olurken, Pakistan hükümeti de Hindistan’ın bu kararına karşı yasal işlem başlatmaya hazırlandığını duyurdu. Su paylaşımı meselelerinin savaş nedeni olarak değerlendirilebileceği çıkarımları yapıldı. Sonuç olarak, Pakistan'ın balistik füze denemesi ve Hindistan ile gerilimi artıran askeri hareketleri, bölgedeki istikrar için ciddi bir tehdit oluşturmakta. Hem diplomatik hem de askeri alandaki bu tür hamlelerin doğurabileceği sonuçlar, her iki tarafın da stratejik kararlarını gözden geçirmesine neden olabilir. Böyle bir çıkar çatışması, sadece bölge değil, uluslararası güvenlik açısından da büyük endişelere yol açmaktadır. Uzun vadede, hiçbir tarafın bu gergin çözümsüz ortamda kazançlı çıkamayacağı, çatışmanın ancak diyalog ve müzakere ile sona erebileceği tespitini yapmak bu bağlamda önemlidir.