İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne Yönelik Yolsuzluk Soruşturmasında Yeni Gelişmeler
23 Mayıs 2025 tarihi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) üzerinde süren keyfi yargı süreçlerinin yeni bir aşamasına ev sahipliği yaptı. Başsavcılık tarafından yürütülen "üçüncü dalga" operasyonu, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'nın idari soruşturmalara dahil olmasıyla tartışma yarattı.
İlk iki dosya İstanbul Emniyeti ile yürütülürken, üçüncü dosyanın jandarmaya devredilmesi, CHP Genel Merkezi ve muhalefet kesiminden yoğun eleştiriler almaya başladı. İzleme süreçleri, müdahale edilemeyecek bağımsızlığını yitirmeden yürütülmeye çalışılması, birçok korda gerginliğin artmasına neden olmuş durumda. Bu durum, yargı sistemini etkileyen siyasi gerilimlerin açık bir örneğini sergilemektedir.
Adli soruşturmaların hangi kolluk birimiyle yürütüleceği konusunda savcılıkların geniş yetkilere sahip olduğu, yasal çerçevede yer alıyor. Ancak, İstanbul'daki durumun spesifikliği dikkat çekiyor; burada jandarma ve emniyet arasındaki savcılık ilişkisi "limoni" bir atmosfer yaratmış durumda. Jandarma'nın devreye girmesi, pek çok kişi tarafından, İBB'ye yönelik operasyonun meşruiyeti açısından kaygı oluşturan bir tercih olarak değerlendiriliyor.
Son günlerde özellikle savcılık ve emniyet arasında yaşanan gerginlik, üst düzey iç dinamikler ve değişen atamaların da etkisiyle daha da belirginleşmiş durumda. Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı'nın siyasi durumu ise yargı üzerindeki bu gergin hava ile doğrudan ilişkilendiriliyor. Jandarma'nın yürüttüğü soruşturmalarda, yüksek mahkemeler tarafından belirlenen yasal çerçevelerin ötesine geçildiği, daha önce cerrahiden kaçınılan manipülasyonların artabileceği endişeleri birikmiş durumda.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan isimler arasında İmamoğlu'nun özel kalem müdürü ve koruma müdürü de bulunuyor. Gözaltına alınanlar arasında KİPTAŞ, İSTAÇ ve birkaç daire başkanlığı seviyesinden yöneticiler de var. Bu durum, bir yolsuzluk örgütünün varlığına dair çağrışımları artırmakta. Savcılığın yürüttüğü yargılama sürecinde, çeşitli iddialar ve belgelerle tamamlanmaya çalışılan bir suç örgütü profili söz konusu. Bu durum, hem yerel hem de ulusal ölçekte siyaseti etkilemektedir.
Gözaltına alınanların ifade sürecinde, şüpheye düşen olaylarla ilgili dikkat çekici açıklamalar yapılmaktadır. İmamoğlu'nun koruma müdürü, evinde yapılan arama sonrası kaybolan cep telefonunun bulunmasının ardından, yaşanan gelişmeleri oldukça şaşırtıcı bulduğunu belirtmiştir. Ayrıca, iddialar ve belgeler ile desteklenen delillerin tamamı ileride geniş bir yolsuzluk ağını gözler önüne serebilir.
Soruşturmanın getirdiği bu belirsizlik, potansiyel bir suç ortamının derinleşmesine olanak tanımaktadır. Adaletin yerine getirilmesi açısından kritik bir öneme sahip bu süreçte, önümüzdeki günlerde daha fazla detayın gün yüzüne çıkması bekleniyor.
Tarafsızlık Analizi
Bu Makale Hakkında Önemli Sorular
