Hindistan ile Pakistan arasında Keşmir'deki gerginlik artıyor

Son günlerde, Hindistan'ın kontrolündeki Keşmir'in Pahalgam bölgesinde silahlı militanların 26 turisti öldürmesi, Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilimi daha da tırmandırdı. Saldırıyı meydana getiren militanların Pakistan'dan geldiğini iddia eden Hindistan, Pakistan'a yönelik çeşitli misilleme tedbirleri almaya başladı. Bu tedbirler arasında Pakistan vatandaşlarına verilen vize hizmetlerinin durdurulması ve bazı Pakistanlı diplomatların sınır dışı edilmesi de yer aldı. Hindistan hükümeti, saldırının arkasında Pakistan destekli terör örgütlerinin olduğunu belirtirken, Pakistan yönetimi ise bu iddiaları yalanlayarak, olayın yeterince soruşturulmadığını ve kanıtların sunulamadığını ileri sürdü. Keşmir, her iki ülkenin de tarihi ve kültürel olarak çatışma yaşadığı ve birbirlerine karşı güçlü bir hak iddia ettiği bir bölge. 1947'de bağımsızlıklarını kazanarak bölünmüş olan bu bölge, zaman zaman alevlenen çatışmalara sahne olmaktadır. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, saldırının ardından derhal bir güvenlik toplantısı düzenleyerek, Hindistan’ın teröristlere ve onların destekçilerine karşı sert bir tutum sergileyeceğini vurguladı. Özellikle tüm ulusal güvenlik sisteminin bu tür durumları tespit etmek ve engellemek için çalışacağını bildirdi. Son olayların ardından, Hindistan ordusu Keşmir bölgesinde askeri tatbikatlar yaparken, Pakistan da yaptığı açıklamalarla karşılık vermiş bulunmakta. Her iki taraf da askeri varlıklarını artırarak, gerginliği daha da tırmandırmış durumdalar. Geçtiğimiz günlerde Hindistan, İndus Suları Anlaşması’nı askıya alarak, Pakistan’ın su kaynaklarına yönelik müdahalelerde bulunabileceğini duyurdu ki bu durum, iki ülke arasındaki su savaşı riskini de tetiklemiş olabilir. Öte yandan, jeopolitik olarak bakıldığında, ABD ve Çin arasındaki rekabetten de etkilenen bu bölge, Hindistan’ın stratejik bir müttefik olarak ABD ile ilişkilerini geliştirdiği bir dönemde, Pakistan’ın ise gidişatını değiştirmek adına Çin gibi destekçileri olduğunu hatırlatıyor. Bu bunalımın artan uluslararası boyutları ve nükleer silah taşıyan bu iki ülkenin birbirine karşı attığı adımlar, küresel anlamda endişe verici bir tablo ortaya çıkarıyor. Bu noktada, felaket senaryolarının da ortaya çıkması mümkün. Her iki ülkenin de sahip olduğu nükleer silahlarla olası bir çatışma, tüm dünyayı tehdit eden sonuçlar doğurabilir. Dolayısıyla, bu sürecin tüm taraflar için dikkatli ve tedbirli bir şekilde ele alınması gerektiği aşikar. Her iki ülkenin de liderlerine itidal çağrısında bulunulması büyük bir ihtiyaç haline gelmiş durumda. Sonuç olarak, Hindistan ve Pakistan arasındaki Keşmir gerginliği, sadece iki ülkenin değil, bütün bölgenin geleceğini etkileyecek bir nitelik taşımakta. Bu tarz gerilimlerde uluslararası toplumun tutumu ve arabuluculuk girişimleri çok önemli rol oynamaktadır.