Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk'ten Gazze'de Yaşanan İnsani Felakete İlişkin Acil Çağrı

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, İsrail'in Gazze'ye yönelik yoğun saldırıları ve uyguladığı abluka altında yaşanan insani krize dikkat çekerek, dünya genelinde bu felaketin önlenmesi için acil ortak çabalara ihtiyaç olduğunu vurguladı. Türk, yaptığı yazılı açıklamada, Gazze'deki sivillerin büyük bir tehlike içinde olduğunu ifade ederek, 9 haftadır abluka altında bulunan hayatta kalma yardımlarının acilen ulaştırılması gerektiğini belirtti. Türk, özellikle İsrail'in, 2 Mart'tan bu yana Gazze'ye gıda, yakıt ve diğer temel ihtiyaçların girişini engellediğini ve bunun sonucunda sivil halka karşı, hayatlarını tehdit eden bir strateji izlenildiğini, toplu cezalandırmanın ise uluslararası savaş hukuku çerçevesinde bir suç olduğunu vurguladı. 257 konuta yönelik 259 saldırı, yerinden edilmiş kişilerin çadırlarına yönelik de 99 saldırı düzenlendiği bilgisi, siviller aleyhinde sistematik bir savaş suçunun işlendiğine dair önemli bir kanıt olarak öne çıkıyor. İsrail'in, Refah kentinde yeni bir 'insani bölge' ilan etme planının, aslında sivil halkın yaşam alanlarının daraltılması ve bu insanlara gıdasız kalmayı zorlaması anlamına geldiği eleştirisi de kayda değer. Bu tür uygulamaların yalnızca insani bir krize değil, aynı zamanda toplumsal bir çöküşe de yol açacağı düşünülüyor. Özellikle çocukların ve kadınların büyük bir tehlikede olduğu düşünülürse, BM’nin sunduğu veriler doğrultusunda yaklaşık 1,1 milyon çocuğun açlıkla mücadele ettiğini görmek, durumu daha da trajik hale getiriyor. 65 binden fazla çocuğun şiddetli yetersiz beslenme yüzünden hastanelere başvurduğu bilgisi, bu krizin boyutlarını gözler önüne seriyor. Hamas'ın ise, İsrail yönetiminin ateşkese uymadığını ve bu durumu Uluslararası toplumun gözü önünde gerçekleştirdiğini iddia etmesi, taraflar arasındaki güvensizliğin ne denli derin olduğunu gösteriyor. Bu çerçevede, İsrail ordusunun Gazze'deki askeri operasyonları artırma kararının, gerginliği daha da tırmandıracağına dair endişeler artıyor. Sonuç olarak, bu insani krizin çözümü yalnızca yerel değil, uluslararası bir boyut kazanmış durumda. Hem İsrail hem de Hamas'ın eylemleri ve açıklamaları, yalnızca bölgedeki dinamikleri değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki insanları da etkileyecek sonuçlar doğuruyor. Uluslararası toplumun, bu tür durumlar karşısında kayıtsız kalmaması ve somut adımlar atması bekleniyor. Bu kriz, yalnızca savaşın yarattığı bir yıkım değil, aynı zamanda insanlığın ortak vicdanına da bir darbe olarak tarihe geçecek.