ABD'de ilk çeyrekte daralma beklentileri aştı.

ABD ekonomisi, 2025'in ilk çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak yüzde 0,3 daralma kaydederken, uzmanların tahminleri bu oranın yalnızca yüzde 0,2 olması yönündeydi. Bu durum, 2022 yılının ilk çeyreğinden bu yana ilk kez gerçekleşiyor ve ülke ekonomisinin duraklama dönemine girdiğini gösteriyor. Önceki çeyrekte, ABD ekonomisi yüzde 2,4 büyüme göstermişti, bu da mevcut daralmanın ne kadar keskin olduğunu ortaya koyuyor. Daralmayı tetikleyen birçok faktör arasında, Donald Trump'ın iktidarda olduğu dönemdeki ticaret politikalarının etkileri ön plana çıkıyor. Tarife öncesi zamanlarda yaşanan büyük ithalat artışları ve tüketici harcamalarındaki gözle görülür bir düşüş ekonominin bu duruma gelmesinde önemli rol oynadığı fikrini güçlendiriyor. Dikkat çekici olan, GSYH'nin üçte ikisini oluşturan tüketici harcamalarının yalnızca yüzde 1,8 gibi düşük bir oranla artması, ekonominin ne kadar zayıf bir ivme gösterdiğine işaret ediyor. Verilerde tek umut veren nokta, ekipman için yapılan harcamaların yıllık bazda yüzde 22,5 artmış olması. Ancak bu artış, genel büyüme ve tüketici harcamalarındaki daralma ile karşılaştırıldığında tek başına yeterli görünmüyor. İşletme stoklarının çeyrek boyunca GSYH’ya yaptığı 2,25 yüzdelik puanlık katkı ise 2021 sonundan bu yana en yüksek oran olarak dikkat çekiyor. Donald Trump, durumu değerlendirdiği paylaşımında ekonomideki küçülmeyi Joe Biden'a atfederek, 'Biden’ın borsası' ifadesini kullandı. Trump, şirketlerin ABD'ye geri dönmeye başladığını ve bunun gelecekte büyük bir sıçrama yaratacağına dair inancını dile getirirken, Biden yönetimini suçlamaya yönelik bir söylemi benimsedi. Bu tür bir yaklaşım, politikavozlara ve ekonomik verilerin yorumlanmasına dair önemli bir örneği gözler önüne seriyor. Ayrıca, AB'de özel sektör istihdamındaki artış da beklentilerin altında kalmış durumda. ABD'de konut kredisi faiz oranları ise azalma gösterse de, ekonomik belirsizlik ve iş gücü piyasasındaki zayıflık nedeniyle başvuruların yüzde 4,2 oranında azaldığı kaydedildi. Tüketim harcamalarının artışının ise, Mart ayında piyasa beklentilerinin üzerinde yüzde 0,7 olarak gerçekleşmesi, ABD ekonomisinin bazı alanlarda dirençli olduğunu gösteriyor. Son olarak, Çin ile ticaret müzakereleri konusunda başlayan iletişim trafiği, ABD'nin ticaret politikalarının yeniden şekillenebileceğine dair umutlar uyandırıyor. Tüm bu gelişmeler, ABD ekonomisinin karmaşık yapısını ve içerisindeki farklı dinamikleri bir araya getiriyor. Önümüzdeki çeyreklerde, bu veriler ve liderlerin açıklamaları ile birlikte daha net bir tablo ortaya çıkacağı öngörülüyor.