ABD'de Conference Board'ın verilerine göre tüketici güveni 8 puan düşüşle 86'ya geriledi.

ABD'nin toplumsal ve ekonomik durumu üzerine yapılan en son araştırmalar, Amerikalı tüketicilerin güven endeksinin önemli bir düşüş yaşadığını göstermektedir. Conference Board tarafından açıklanan nisan ayı verilerine göre, tüketici güven endeksi 7,9 puan azalarak 86 değerine gerilemiştir. Bu düşüş, bir önceki ay olan martta kaydedilen 93,9 değerine bakıldığında daha da belirginleşmektedir ve bu endeksin Mayıs 2020'den bu yana görülen en düşük seviyeyi temsil ettiğini ortaya koymaktadır. Mevcut Durum Endeksi, tüketicilerin mevcut iş ve iş gücü piyasası koşullarına yönelik değerlendirmelerini içerirken, nisan ayında 0,9 puan azalarak 133,5 seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde, tüketicilerin gelecekteki gelir, iş ve istihdam koşullarına dair bekleyişlerini ölçen Beklentiler Endeksi ise 12,5 puan düşüşle 54,4 seviyesine gelmiştir. Bu düşüş, 80 eşiğinin oldukça altında kalarak, resesyon beklentilerine işaret eden bir düzeyde gerçekleşmiştir. Uzmanlar, bu seviyenin Ekim 2011'den beri en düşük seviye olduğunu belirtiyor. Conference Board'ın Kıdemli Ekonomisti Stephanie Guichard, yapılan değerlendirmelere göre, tüketici güveninin üst üste beşinci ayda da azaldığını ifade ederek, bunun büyük ölçüde tüketici beklentilerinden kaynaklandığını vurgulamaktadır. İş koşulları, istihdam ve gelecek gelir beklentilerinin kötüleşmesinin ekonomiye dair endişeleri artırdığına dikkat çekmiştir. Özellikle finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, tüketicilerin hisse senedi piyasasına olan güvenini olumsuz etkilemiştir. Guichard, aynı zamanda yıllık ortalama enflasyon beklentisinin yüzde 7’ye çıkarak Kasım 2022’den bu yana en yüksek seviyesini gördüğünü de bildirmektedir. Tüketici güvenindeki bu düşüş, sadece bireysel haneleri değil, genel ekonomik faaliyetleri de tehdit eden önemli bir unsur olarak ön plana çıkmaktadır. Önümüzdeki altı ay içinde istihdam beklentilerinin azalması, toplumsal ekonomik beklentilerin ne denli titrek olduğunu göstermektedir. Ekonomik belirsizlik, piysalarda fiyat istikrarını tehdit ederken, bu durum harcamaların azalmasına ve dolayısıyla genel ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olabilir. Sonuç olarak, ABD'de tüketici güvenindeki kayıpların devam etmesi, ekonomi yönetimi için alarm verici bir durum ortaya koyuyor. Tüketici harcamalarının genel ekonomik faaliyet üzerindeki etkisi göz önüne alındığında, bu durumun uzun vadede ekonomik toparlanmayı zorlaştırabileceğine dair endişeler arttıkça, politika yapıcıların özel ve kamu sektörü düzeyinde karşı önlemler alması zorunlu hale gelecektir.